16 Şubat 2016 Salı

Büşra' nın anne-bebek dostu sezaryen hikayesi


Her bir doğum ayrı heyecan, ayrı mutluluk. İşimle ilgili kiminle konuşsam "ne güzel mesleğin var" lafını duyuyorum. Sadece benden dinledikleri bir kaç cümle ile bile yüzlerinde gülümsemeler oluşuyor. Gerçekten de orada olmak, bir bebeğin elinden tutup yardım eder gibi annesi ile el ele tutuşmak, yüzünde endişe gördüğünde onu rahatlatmak, bir babanın bebeğinin doğumunda aktif rol almasına yardımcı olmak ve tüm bunların sonunda o muhteşem buluşmanın bir parçası olma duygusu tarif edilemez. Yine de dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım sizlere.:)

Minik Feyza'nın ailesi ile o annesinin karnında 28. haftalıkken tanıştık. Doktorları Şule Selman benimle tanışmaları için yönlendirmiş ve bireysel eğitim yapmak üzere evlerinde buluşmuştuk. Bir gün süren eğitimde kafalarında artık soru işareti kalmamıştı. Doğum ekibine güvenleri tamdı ve bebeğimiz gelmeye karar verdiğinde tekrar buluşmak üzere evime döndüm.

39. haftanın sonunda doktor muayenesine gittiklerinde nst de ufak ufak dalgalanmalar başlamıştı. Bebeğimiz gelmek üzere hazırlığını yapıyordu yani. 10 dakikada bir gelen düzenli dalgalar göründüğü için evde süreci izlemek üzere yanlarına gittim. Büşra oldukça rahattı. Bu arada minyon bir anne ve ultrasona göre dört kiloya yakın bir bebiş var elimizde. :) Karın dışarıya doğru sivri ve bebeğimiz kanala yerleşmekte zorluk çekiyordu. Aslında doğumunu başlatmak istiyor ancak mümkün olamıyordu. Dalgalar düzensiz olarak ilerleyince daha zamanımız var demek ki diye düşündük ve doktorumuzun da izniyle Feyza'yı biraz daha annesiyle baş başa bırakarak döndüm.

Bir kaç gün sonra artık 40. haftayı geçtikleri için daha sık doktor muayenesi gerekiyordu ve bu sefer gittiklerinde doğum dalgaları hafif hafif başlamıştı. Bir iki saat içinde hastanede buluştuk. Gittiğimde anne ve babamız beni çok sakince karşıladılar. Tabi ki bebekleri ile kavuşacakları anın heyecanı da vardı. Odayı daha karanlık hale getirip gevşeme çalışmaları yapmaya başladık. Dalgalar 10 dakikada bir geliyordu ve Büşra dalgaları hissetmenin çok keyifli olduğunu anlatıyordu. Bu sırada babamız kızının prenses yatağını hazırladı. Cibinliği olmayan prenses olmaz sonuçta.

Böylece bir kaç saat geçirdik, dalgaların arası zamanla biraz daha kısaldı. Masajlar, gevşemeler, imgelemelerle minik Feyza'yı çağırdık. İstediğin zaman istediğin şekilde gel dedik. Önce yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Şule hanım geldiğinde muayene etti ve uzun süre geçmesine rağmen açıklık çok azdı. Doğumun olabilmesi için bebeğin pelvisten geçerek rahim ağzına baskı yapması gerekir. Anne ve bebek arasında baş pelvis uygunsuzluğu olduğu için bizim kızımız bunları ne kadar denese de doğumumuz ilerlemedi. Böyle durumlar için hayat kurtaran sezaryen operasyonuna karar verildi. Doğumu için Feyza'ya zaman verdiğimiz ve üzerimize düşen her şeyi denediğimiz için biz doğum ekibinin de, ailemizin de içi çok rahattı. Bu sırada ameliyathane ekibi anne-bebek dostu sezaryen için hazırlıklarına başladı.

Yaklaşık yarım saat sonra ameliyathaneye geçtik. Önce Büşra'nın epidural anestezisi yapıldı. Ardından diğer hazırlıklar. Ameliyathaneler biraz soğuk olmak zorundadırlar ama biz bebeğimiz için bir iki derece daha ısıyı arttırdık. Doğduktan sonra bebeği anne göğsü ile buluşturmak için anne bulgularını izleyen probların sırt kısmına yapıştırılmasını sağladık.

Ameliyat başlarken babamızı da hazırladık. Eşine destek olmak ve bebeği ile doğduğu anda buluşmak üzere başucuna oturdu. Minik Feyza dünyaya gelir gelmez spot ışıklarına maruz kalmasın diye ameliyat ışıkları çevirildi. Loş ortama sakince geldi. Göbek kordonu atımı durana kadar kesilmedi. Sonrasında da hooop ebe kucağına. :) Benimkinden daha çok ihtiyacı olan anne kucağına bir an önce kavuşsun diye doktor muayenesi de 1 dakika sürdü. Ordan hemen annesinin güvenli göğsüne yattı. Babası da elini sırtına koydu. Ameliyat bitene kadar bir arada kaldılar. Bu kadar tıbbi bir ortamda bile böyle mutlulukla dolu bir ana şahit olmak. O ailenin içimiz çok rahat demesi dünyalara bedel. Üçü sevgi çemberlerini oluşturdular. Biz de tanık olduk. :) Zaman böylece geçti, Feyza annesinin kokusuyla uyudu kaldı.

Nihayetinde ameliyat tamamlandı. Büşra'yı hazırlayacakları sırada ben de bebeğin bakımlarını yapmak üzere aldım ve abartmıyorum sadece 5 dakikamı aldı. Babası da benimle birlikte geldi. Bittiğinde asansöre bindirilen annemize yetiştik.  Odaya geçtiğimizde içerideki odada Büşra'yı hazırlıyorlardı. Biz de dışarıdaki odada baba ile ten tene temas yaptırdık. İtiraf ediyorum bu kısmı çok seviyorum. Bebeklerin babalarına verdikleri tepkiler öyle güzel ki. Bir kaç dakika sonra içeriye geçtik ve emzirme faslı başladı. Bu arada akrabalar dışarıda saygı ve sabırla beklediler. Çok meraklandılar, heyecanlandılar ama dokuz ay bekledik, biraz daha bekleriz dediler. Böylece anne,baba ve bebeğimizi çekirdek aile olmak üzere baş başa bıraktık. Daha sonra kapıları geniş aileye açtık. Feyza herkesle teker teker tanıştı.

Bir aile daha doğum travmasız, mutlu biçimde doğumunu tamamladı. Normal doğum planlanırken sezaryene dönmesine değil anne ve bebeğin en sağlıklı kavuşmasına odaklandılar. Doğum için çalıştılar. Zaman ayırıp eğitimlerini aldılar. En sonunda da doğum şekilleri ne olursa olsun üzerlerine düşen her şeyi yapmanın verdiği huzurla içimiz çok rahat dediler. Biz de mecburi yapılan sezaryeni onlar için en güzel hale getirebilmenin mutluluğunu bir kaç gün daha yaşadık. :)

Tabi ki Şule Selman'ın ellerine sağlık. Birlikte çalışmak ne büyük keyif. :)

                                                                                 Sevgilerimle...

                                                                               Ebe Serap Sağır

Facebook sayfamı takip için tıklayınız

instagram takibi için tıklayınız




2 yorum: