Tuba ile 30. haftalarının başlarında Şule Selman'ın muayenehanesinde tanıştık. Doğuma hazırlık eğitiminde kaynaştık ve doğumda destek istemesi üzerine bebeğinin gelmek istediği gün ebelik takibini yapmak üzere sözleştik. O da doğuma kadar olan süreçte öğrendiği nefes, egzersiz, gevşeme çalışmalarını yaparak doğumuna fizyolojik ve zihinsel hazırlığını sürdürdü.
Henüz 38+3 gebelik haftasındayken bebeği gelmeye karar verdi. Anne bedenini hazırlamışsa, gevşekse ve kaygılardan arınmışsa bebeklerimiz beyin gelişimlerini tamamladıklarında 38-42. haftalar arasında gelmekte özgürler nasılsa. Sabah saatlerinde telefonum çaldı. Tuba hastaneye geçmişti bile. Ben de hazırlanıp yanına gittim. Henüz doğumun çok başlarındaydık, vaktimizi biraz sohbet ederek ve derin gevşemeler yaparak geçirdik.
Doğumun ilk saatleri çok yavaş ilerleyebilir ve hatta en uzun dönemdir. Bu konuda doğuma hazırlık eğitiminde bilgilendiği için sakince bekledik. Peki bizi bu dönemde odada tutabilirler mi? hayıııır! Doktorumuzdan izin alıp kantinde balkon sefası yaptık. Selfie çektik. Güneş doğum güzeline vurduğundan o daha güzel çıktı tabi :)
Hem dalgaları karşıladık hem çay içtik. Ben bu durumlara alışık olduğumdan rahat tavırlarımla dikkat çektim. Tuba dikkat çekmedi ,çünkü kimse onun doğum sürecinde olan bir anne olduğunu anlamadı. :) Oradan kalkıp merdivenleri inip çıkmaya başladık. Sonra bir dakika ben neden merdiven çıkıyorum ? sen çık diyerek kenarda bekledim. Tuba'da hak verdi nitekim. Merdivenlerin ortasında dikilen bir ebe, bir katı sürekli inip çıkan bir gebe. Her şey çok doğal. :) Amacımız aktif kalmak ve yer çekimi etkisi ile bebeğin ilerleyişine yardım etmekti.
Odaya gidip biraz daha gevşeme ve rebozo çalışması yaptık. Her dalgada nefes tekniklerini kullanarak gevşek kalmasını ve bebeğe giden oksijen miktarını arttırdık. Zaman geçmesine rağmen doğum dalgaları istediğimiz düzene gelmemişti. Doğal tüm teknikleri denedikten sonra çok düşük dozda oksitosin başladık Şule hanımın kararıyla. Yarım saat geçmeden doğum dalgaları düzenli hal aldı. Tuba ile aktif doğum pozisyonları ve nefes çalışmaya devam ettik. Artık doğum çok güzel ilerliyordu. İki saat sonraki muayenede 5 cm açıklığa ulaştık.
Bu seviyeden sonra eğer ortam şartları uygunsa, gebe gevşek kalabiliyorsa, bire bir destek alıyorsa doğum genellikle kısa sürede gerçekleşir. Gebeciğim dediğim her şeyi yaptı. Birlikte oturup birlikte kalktık. Hatta birlikte nefes aldık. Bir süre sonra ıkınma hissi geldi ve biraz da o kısımda yapılan teknikleri uyguladık. Bu aşamada. Bana "iyi ki varsın " demesi nasıl bir his anlatamam. Her şeyin yolunda olduğunu, bebeğini kucağına vermemize çok az kaldığını söyledim. Tabi ki yoruldu, tabi ki bazen acaba yapamayacak mıyım dedi ama hiç pes etmedi. Doğum anne, baba, ebe, doktor ve diğer tüm aile bireylerinin ekip olarak çalıştığı bir eylem. Bu süreçte güven olduğunda her şey harika gidiyor. Ve öyle de oldu.
Artık bebeğimiz dışarı gelmeye hazırdı. Son aşamada da Tuba'cım ne dediysek yaptı. Her kadının bedeni birbirinden farklı olduğu için sanıyorum ki en çok çalıştığımız kısım bebeğimizin son yolunda oldu. Hiç bir müdahaleyi rutin olarak desteklemesekte bazen işleri yoluna sokmak için hayati önem arz edebiliyor. Kontrol çok güvendiğimiz doktorumuz da. Epizyotomi açarak bebeğimizin gelişine yardım etti.
Bir iki dakika sonra artık minik kız annesinin güvenli kucağında ten tene temas yapıyordu. Göbek kordonu hemen kesilmedi ve plesentadaki kök hücre içeren kanını geri alması sağlandı. Annesi ile ilk bakışmalarını ve ilk aşkları başlamış oldu. Bir süre sonra hemşire ablaları bebeğimizi annesi hazırlanırken bakım yapmak üzere aldılar. Odaya indiğimizde bebeğimiz de geldi. Tuba yatağına alınırken o da babasının kucağındaydı. Nasıl hayran nasıl tatlı baktığını anlatamam. Zaten en sevdiğim kısım bu oluyor. :) Sonrasında emzirme devam etti. Sevgi ile vedalaştık.Sarıldık. Ailenin o mutluluğu tüm yorgunluğumuzu alıp götürüyor. Çekirdek ailemizi baş başa bırakarak yanlarından ayrıldık.
Her doğum sonrası anneden mutluluk hormonları bulaşıyor. Ben de o mutlulukla yol üstündeki kedilere koşuyorum. O aşırı mutluluk hali hayvancıklara patlıyor ve ilk defa gördükleri bu insan türü onları biraz korkuttuğundan kaçıyorlar. Oysa ki çok iyi niyetliyim. Pisi pisi diyerek yolda sırası ile 30-40 kediye bulaşan bir insan görürseniz bilin ki benimdir. :)
Bu sabah Tuba'dan çok güzel bir mesaj aldım. Dedim ya çok güzel insanlarla karşılaştırıyor bu iş beni...
Her kadının "iyi ki vardın, iyi ki elimi tutandın" diyebileceği bir ebesinin olacağı günlere ulaştığımızda her şey daha güzel olacak.
Sevgilerimle:)
Ebe Serap SAĞIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder