EZGİ'NİN DOĞUMA HAZIRLIK VE DOĞUM HİKAYESİ
![]() |
Ezgi ve Ben :) |
![]() |
Eğitimimizi özetleyen kolaj |

Eğitime ilk geldikleri gün doğum hakkında özel olarak konuştuk. Doktorunun doğumhaneye kimseyi almayacağını ve sadece sancı sürecinde destek istediğini belirtti. O nasıl rahat edecekse öyle olacağı konusunda anlaştık. Eğitimden sonra iletişimimizi hiç koparmadık. Diğer arkadaşlarımızla birlikte ebe-gebe buluşması, ev ziyareti, o ev ziyaretinde Ezgi'nin annesinin memleketten gönderdiği güzel yemekleri gebecimizin şeker problemi ve babacımızın diyette olmasını fırsat bilerek boool bool yemem gibi bir sürü güzel zaman geçirdik.
Zaman akıp giderken çekirdek aile tercihlerini belirlemeye başlamıştı bile. Mesela bebek doğduktan sonra hemen kucağına verilsin ve ten tene temas gerçekleşsin, bebek mümkünse bir süre orada kalsın istiyorlardı. Anne- baba, çocuk psikoloğu olarak anlattıklarımı kendi bilimsel bakış açılarıyla değerlendirmiş ve ilk bağlanmanın öneminin farkında olarak ilerliyorlardı doğum yolculuklarına... Bunun yanında bir çok doğum tercihleri vardı. İlk olarak doktorlarına ten tene temastan bahsetmişler ve eğer böyle bir şey istiyorsanız belge imzalayacaksınız. Ben sorumluluk alamam yanıtını almışlar. Ezgi bana durumu anlattığında kendisini bebeğin yerine koyup düşünmesini istedim. Anne rahmindesin. Mükemmel biçimde korunuyorsun ve ortam çok huzurlu. Sonra bir gün bir şeyler oluyor ve başka bir dünyaya geçiyorsun. Orada gitmek istediğin yer tanımadığın insanların elinde, bir müdahale masasında olmak ve işlemler mi? yoksa annenin sıcak ve güvenli kucağı mı olurdu? Cevabı yazmıyorum. Bence net...
Bir süre sonra Ezgi bana doktor değiştirmek istediğini ve Dr. Şule Bilgiç Selman' a gitmek isteğini söyledi. Çok sevindim çünkü bakış açılarımız aynı. Tüm tercihlerine izin verecek ve destekleyecekti. İşin sadece doktorda ve ebede bitmediğini bilen Ezgi ve Ramazan eğitimde aldıkları bilgilerle hazırlıklarına devam ettiler. Nefes çalışmaları, gevşeme teknikleri, masaj... O güne sevgi ve disiplinle hazırlandilar. Ezgi gösterdiğim ufak tefek yoga egzersizlerini düzenli olarak yaptı. Yürüyüşlere çıktı. Aklına takılan her şeyi sordu ve eşinin de desteğiyle hep güvende hissetti. Bu arada doktor değiştirirken kendisine nedenlerini bir bir anlatarak sevgiyle vedalaştı.
![]() |
Bizi ele veren fotoğraf |
Bu şekilde saatler günleri, günler haftaları kovalarken Ezgi 39. haftasına giriyor. Tabi bööyle uzun boyu ve top göbekli manken fiziği biraz canımı sıksa da kıskançlığımı fazla belli etmemeye çalışaraktan bekliyorum :) Var böyle kadınlar. Göbekte çatlak yok falan. İnsan hayret ediyor sayın seyirciler! Yalancı gebelik mi acaba? :) diye düşündüğüm sıralarda Ezgi' nin nişanı geliyor!!!
Telefonda konuşuyoruz ki, onlar zaten sıralamanın nasıl geliştiğini eğitimde iyice kavradıklarından günlük hayatlarına devam ediyorlar. Tabi bu heyecanla torun bekleyen anneanne için geçerli bir durum değil. Ezgi annesine nişanım geldi dediğinde annesi çabucak yan odaya geçip kıyafetlerini hazırlamaya başlamış. Ezgi zamanının olduğunu söyleyince orada hazır hali ile bırakıp benim de geldiğim süreçte bize annelik yapmaya devam etmişti. :)
![]() |
Ramazan'dan bana makat geliş muhallebisi :) |
Bilen bilir. Ben çok yemek yerim. Bütçesini düşünen beni erkenden doğuma çağırmaz. Bu arkadaşlar bir hata yaptılar ve bedeli ağır oldu. Evet evet hem de çok ağır. Ama faydaları olmadı mı? Tabi ki oldu. Ezgi sürekli bir şeyler getirip götürmekten aktif olmak durumunda kaldı. Aktif doğum dediğimiz şeyi siz ne sanmıştınız pardon? :) Gülmeli komiklikli bir gün geçirdik birlikte. Ortamımız hep pozitif, hep neşeliydi...
Oraya gittiğimde beni bir sürpriz bekliyordu. Ramazan deriden üçümüze de güç yüzükleri yapmıştı. İkisininkinin dikiş yerleri x şeklinde benimkinin ise = şeklindeydi. Kısmetim kapanmasın diyeymiş. Ayrıntılarınızda boğulayım sizin e mi! :)
Dedim ki; doğum yapmıyorsan ben gidip yoga dersi vereceğim. Zaten anneannemizin bile hevesi kaçmış ben o zaman kıyafetlerimi kaldırayım demişti. :) Geleneksel olarak gebelerim parşembe günleri doğum yapmayı tercih ederler ve o gün mutlaka yoga dersim iptal olur. Ezgi de bu düzeni bozmak istememişti. Hem nasıl isteyebilirdi ki insan? Perşembeleri doğum yapmak çok güzel oluyormuştu... Gece 4 gibi başlamış ufak ufak dalgalar. Ebe uyuyor... Uyandırmamışlar.
Bu arada Ezgi' nin ilginç kurgulu rüyalarından hiç bahsetmedim. Ramazan'ın babannesi ebeymişte ben gitmiyomuşum da o doğurtuyormuş. Bir başkasında hastaneye gidiyolarmışta ebem nerde ben ebemsiz doğurmam diyip doğurmuyormuş. Nitekim doğum başlamadan eve gelen ebenin verdiği rahatlıkla sabah 8'e kadar dalgaları karşılamışlar. 9 ' a doğru Ramazan kalkıp işe gidiyor. Adamdaki rahatlığa bakar mısınız? Karısı doğum yapıyor ve o kalkıp işe gi-di-yor!
Gitcek tabi ki. Çünkü henüz doğumun başlarında olduğumuzun ve ilerlemenin zamanla olacağının farkında. Doğumda zamana saygının ne kadar önemli olduğunu bilse de kalbinin pır pır olduğunu bilmiyoruz sanma Elif'in babası. :) Onu habersiz bırakmayarak başlıyoruz Ezgi'yle çalışmalarımıza. Önce muayene ediyorum ve açıklığının 2,5 cm olduğunu anlıyoruz. Pilates topumuz tüm ihtişamıyla salonda duruyor. Ezgi topu görünce bi seviniyo bi seviniyo!
Dur diyorum. Şimdi doğum yapacaksın. Oyun zamanı değil. :) Önce kendini topun üzerine sarılarak bırakıyor. Fonda İbrahim Tatlıses başlıyoruz endorfin masajına. Fondaki meditasyon müziği de olabilir net hatırlamıyorum. Gevşeme çalışmaları, olumlamalar, nefes egzersizleri... Ezgi o kadar uyumlu ki, uyarmama gerek bile kalmıyor. Hazırlık o kadar iyi yapılmış ki, süreç su gibi akıp gidiyor. Aktif doğum pozisyonlarını bir bir uyguluyoruz ve bu sefer gerçekten çay getir götürü yaptırmıyorum.:) Bir kaç saat sonraki muayene bulgumuz 4,5 cm. Doktorumuzla iletişime geçiyoruz ve artık hastaneye gitmek üzere bağımsız baba adayı Ramazan'a haber veriyoruz. Veeeeee yoldayız!
Ezgi yüzüğünü Şule hanıma devrettikten sonra... |
Hastaneye vardığımızda Ezgi'nin 6 cm olduğunu öğreniyoruz. Her şey harika! Saatler 14.00'ı gösterirken tüm gözler Ezgi'nin üzerinde.
Bebek kucağa verildiğinde neler olacak? Duygusal dakikalar! Baba Ramazan' ın en neşeli halleri! Az sonra bu hastanede!!! :)
Süreç ilerlerken Ramazan her adımda Ezgi'nin yanında. Kulağına cesaret verici şeyler söylüyor. Masajlar yapıyor ve nedenini anlamadığımız biçimde sürekli telefonla ilgileniyor.( İnkar etme tüm resimlerde öylesin. Belgelerle konuşurum ben). :) O kadar güzel idare etti ki her şeyi, ifade etmek zor. Arayanlara bilgi vermek, sürece saygı duymak ve beklemek, karımı sezaryene alın diyip kurtarıcı olmaya çalışmadan ,eşinin yanında sağlam durmaktı bu babanın yaptıkları.
Suni sancı yok, lavman yok, türlü serumlar yok, kaşları çatmak yok, omuzları kasmak yok, nefesi ihmal etmek yok, hareketsiz kalmak yok, olumsuz cümleler yok, kaygı yok, stres yok...
Ebe var, eş desteği var, süreci destekleyen doktor ve hastane var, yeme içme özgürlüğü var, olumlama var, gevşeme var, bilinçlilik var...
Doğumda ihtiyaç duyduğumuz her şey var, ihtiyaç duymadığımız ve süreci etkileyen hiç bir şey yoktu.
Ve yine selfiede iddialıyım! |
Bir süre sonra Ramazan ve Ezgi doğum odasında buluştular ve artık bir çocuklu çekirdek aile olmanın verdiği sarhoşluğu yaşıyolardı.Bir de Ramazan Ezgi' ye kahramanım oldun dedi. O şeydi biraz.. Ne bileyim duygusal... Ay ağlıycam. Bana nooooluyosa! :)
Elif bebek malumunuz uzun yoldan geldi. Ebesi de ben olduğumdan çekmiş olsa gerek ki biraz iştahlı çıktı. Annesini emdi. Sonra yine emdi. Yine... Son aldığım bilgilere göre emme konusunda ısrarlıymış hanımefendi. Emmeye ara verdiği bir anda dedik ki; nedenmiş? sadece anneyle mi ten tene temas olurmuş? Elif'in kıyafetlerini çıkarırken " yoksa, yoksa babama mı gideceğim" der gibi bakıyordu. "Evet yavrum evet babana gidiyosun duygulu çocuğum "der gibi baktım. :) Ramazan'ın göğsüne yatırdığım anda gözleri doldu ve "biz çok doğru bir şey yapmışız." dedi. Duygulu çocuğum diyodum ya hani. Döndüm bir de ona baktım durum ne diye. Babasının boynunu emmeye çalışıyor. Meğer heyecanı babayı da emilebilen bir şey sandığındanmış. Neyse evlat sonuçta. Bir de ikizler burcu. Alışın bunlara derim. :)
Benim ödülüm mü? Sadece bir cümleye sığacak kadar net! : "iyi ki vardın Serap."
Ya da tatlıydı ödülüm. Bak şimdi tam şaapamadım :) |
Bir başka güzel doğum macerasında görüşmek üzere, doğum yolculuğuna başlamış her anne babayı selamlıyor ve tüm babaların babalar gününü kutluyorum. En çok da Ramazan' ın... :)
Sevgilerimle :)
Ebe Serap Sağır
05422199144
serapsagir86@gmail.com
0 yorum: