doğum hikayeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pınar’ ın Doğum Hikayesi

       


         Önsözümü yazıp sayfayı Pınar’a bırakacağım. Doğum hikayelerini hep benden okumaya alışkındınız ama ben artık biraz da annelere söz vermek istiyorum. Gebe olduğum bu dönemde yazılarını okudukça o güzel doğumlara tekrar gidiyorum ve çok mutlu oluyorum. Pınar’ınki normal Doğum planlanırken sezaryena dönmüş bir doğum. Peki kıstas bebeğin vajenden çıkması mı yoksa travmatize olmamış ve doğumu mutlulukla hatırlayan anne bebek mi? Sorunun cevabını Pınar versin.



    23 ağustos 2016..
39+2 haftalık bir gebe olarak gayet rahat hayatıma devam etmekteydim yeri geldi yogama gittim,doğum eğitimimi aldım yürüdüm yedim içtim bol boll gezdim takiiiii 23 ağustos akşamı Ali ‘Annecim ben yavaş yavaş gelmeye hazırlanıyorum’ diye bana işaret gönderene kadar :) İnkar etmiyorum önce bi olduğum yerde kaldım derin bir nefes aldım ve sakin ol pınar doktorunu hatırla ebenin söylediklerini düşün ve gevşe dedim ve beklemeye başladım :) Kıymetli doktorum Şule Selman tam da düşündüklerimi bana telefonda ‘Sakin ol Pınarcım bebeğin gelmek için hazırlanıyo olabilir doğum dalgalarımı 5 dakika da 1 düzenli olarak geldiğinde beni ve diğer pek kıymetli ebem  Serap Sağır ı bilgilendirmen yeterli dedi’ ve beni sabır ve sukunete davet etti :) 23 ağustos salı günü benim için bu şekilde geçmeye başladı doğum dalgalarımı takip ediyorum düzenli düzensiz gelen sancılarıma nefesle karşılık veriyorum bir uyuyorum bir uyanıyorum ama herşeyin tamda olduğu gibi ilerlediğini biliyorum. Daha sonra Güzel bir uyku :) ardından 24 ağustos çarşamba günü saat tam 16:00 ve 16:05 olarak tuttuğum doğum dalgalarım artık tamamen düzene girdiğini anladığım an canım ebeciğimi bilgilendirdim ve oda yanıma eve gelmek için yola çıktı. Evet burada şaşırıyo olabilirsin ‘Nasıl eve mi geliyo hastaneye gitmedin mi?’ Diyeniniz olabilir ama evet evdeyim evet gayet güzel nefes alıyorum gevşemeye devam ediyorum ne öğrendiysem ne öğretildiyse uygulamaya gayret gösteriyorum. Aksi bir gelişme olmadıkça doğumun asla korkulucak birşey olmadığını öğrendiğim çünkü.. Velhasıl kelam..
Canım ebecim gelmiş ve ilk muaynemi yapmış olduğunda 4-5 cm bir açıklıkla evde doğum takibini yapmaya devam etti bu sırada bir masajlar bir mutluluk hormonlarıı bir gevşemeler bir gülüşmeler tabiki arada Ali beyimin yoklamaları karşısında derin derin nefesler :) duş almalar ufak tefek atıştırmalar derken 6 cm bir açıklık ile doktorumuzunda a dan z ye takibi dahilinde hastaneye doğru yola koyulduk😍 Hastaneye geldiğimizde nefeslerimize devam ettik rutin kontroller için harekete çekildi herşey tam olması gerektiği gibiydi. Üzerimde çok ama çok kıymetli 2 el iyi ki varsınız dediğim 2 güç yanımdaydı doktorum ve ebem... Bunun sonucunda normal doğum olarak planladığımız süreç farklı sebeplerden dolayı Anne bebek dostu Sezeryana dönmeye karar vermemizle işleme girdi.. Ameliyathaneye ısıttıran bir doktor elimi biran olsun bırakmayan bir doktor ve iyi ki varsın dediğim bir ebem ile spinal sezeryan olmak için masaya yattım..
Ve 25 Ağustos 2016 saat 01:50 olarak Ali dünya ya gözünü açtı..💙🤗
Doğumdan önce doğum anımda ve doğumdan sonra mükkemmel bir süreç ile iç içe oldum doğum şeklim ne olursa olsun asla pişmanlıkla çıkmadığım bir an.. anılar yaşadım onlar sayesinde. Önce Allaha sonra onlar ve daha sonra kendime güvendim yavrumu kucağıma aldım. Ten tene temasımı eşsiz bir duyguyla yaşadım çünkü yaşattılar ve bir an olsun ten tene temas asla bitmesin diye çaba gösterdiler...❤ Canım doğumum öyle kıymetli 2 insanla yol aldın ki Allah iyi ki böyle bir yol nasip etmiş. Gene olsa gene gözüm kapalı yol alırım çünkü güven dolu mutluluk dolu bir süreç benimle oldu benimle oldular..
Şule hanım bir doktordan çok fazlası asla kelimelerle anlatamayacağım..
Ebem Serap tabirimle Serapcanım o huzur dolu bedenime akıttığın ellerin sanki dün gibi hala hissini hatırlarım..
Mutlu doğumlar mutlu insanlarla olurmuş ben bunu öğrendim..
İyi ki ama iyi kii vardılar...

Büşra' nın anne-bebek dostu sezaryen hikayesi


Her bir doğum ayrı heyecan, ayrı mutluluk. İşimle ilgili kiminle konuşsam "ne güzel mesleğin var" lafını duyuyorum. Sadece benden dinledikleri bir kaç cümle ile bile yüzlerinde gülümsemeler oluşuyor. Gerçekten de orada olmak, bir bebeğin elinden tutup yardım eder gibi annesi ile el ele tutuşmak, yüzünde endişe gördüğünde onu rahatlatmak, bir babanın bebeğinin doğumunda aktif rol almasına yardımcı olmak ve tüm bunların sonunda o muhteşem buluşmanın bir parçası olma duygusu tarif edilemez. Yine de dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım sizlere.:)

Minik Feyza'nın ailesi ile o annesinin karnında 28. haftalıkken tanıştık. Doktorları Şule Selman benimle tanışmaları için yönlendirmiş ve bireysel eğitim yapmak üzere evlerinde buluşmuştuk. Bir gün süren eğitimde kafalarında artık soru işareti kalmamıştı. Doğum ekibine güvenleri tamdı ve bebeğimiz gelmeye karar verdiğinde tekrar buluşmak üzere evime döndüm.

39. haftanın sonunda doktor muayenesine gittiklerinde nst de ufak ufak dalgalanmalar başlamıştı. Bebeğimiz gelmek üzere hazırlığını yapıyordu yani. 10 dakikada bir gelen düzenli dalgalar göründüğü için evde süreci izlemek üzere yanlarına gittim. Büşra oldukça rahattı. Bu arada minyon bir anne ve ultrasona göre dört kiloya yakın bir bebiş var elimizde. :) Karın dışarıya doğru sivri ve bebeğimiz kanala yerleşmekte zorluk çekiyordu. Aslında doğumunu başlatmak istiyor ancak mümkün olamıyordu. Dalgalar düzensiz olarak ilerleyince daha zamanımız var demek ki diye düşündük ve doktorumuzun da izniyle Feyza'yı biraz daha annesiyle baş başa bırakarak döndüm.

Bir kaç gün sonra artık 40. haftayı geçtikleri için daha sık doktor muayenesi gerekiyordu ve bu sefer gittiklerinde doğum dalgaları hafif hafif başlamıştı. Bir iki saat içinde hastanede buluştuk. Gittiğimde anne ve babamız beni çok sakince karşıladılar. Tabi ki bebekleri ile kavuşacakları anın heyecanı da vardı. Odayı daha karanlık hale getirip gevşeme çalışmaları yapmaya başladık. Dalgalar 10 dakikada bir geliyordu ve Büşra dalgaları hissetmenin çok keyifli olduğunu anlatıyordu. Bu sırada babamız kızının prenses yatağını hazırladı. Cibinliği olmayan prenses olmaz sonuçta.

Böylece bir kaç saat geçirdik, dalgaların arası zamanla biraz daha kısaldı. Masajlar, gevşemeler, imgelemelerle minik Feyza'yı çağırdık. İstediğin zaman istediğin şekilde gel dedik. Önce yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Şule hanım geldiğinde muayene etti ve uzun süre geçmesine rağmen açıklık çok azdı. Doğumun olabilmesi için bebeğin pelvisten geçerek rahim ağzına baskı yapması gerekir. Anne ve bebek arasında baş pelvis uygunsuzluğu olduğu için bizim kızımız bunları ne kadar denese de doğumumuz ilerlemedi. Böyle durumlar için hayat kurtaran sezaryen operasyonuna karar verildi. Doğumu için Feyza'ya zaman verdiğimiz ve üzerimize düşen her şeyi denediğimiz için biz doğum ekibinin de, ailemizin de içi çok rahattı. Bu sırada ameliyathane ekibi anne-bebek dostu sezaryen için hazırlıklarına başladı.

Yaklaşık yarım saat sonra ameliyathaneye geçtik. Önce Büşra'nın epidural anestezisi yapıldı. Ardından diğer hazırlıklar. Ameliyathaneler biraz soğuk olmak zorundadırlar ama biz bebeğimiz için bir iki derece daha ısıyı arttırdık. Doğduktan sonra bebeği anne göğsü ile buluşturmak için anne bulgularını izleyen probların sırt kısmına yapıştırılmasını sağladık.

Ameliyat başlarken babamızı da hazırladık. Eşine destek olmak ve bebeği ile doğduğu anda buluşmak üzere başucuna oturdu. Minik Feyza dünyaya gelir gelmez spot ışıklarına maruz kalmasın diye ameliyat ışıkları çevirildi. Loş ortama sakince geldi. Göbek kordonu atımı durana kadar kesilmedi. Sonrasında da hooop ebe kucağına. :) Benimkinden daha çok ihtiyacı olan anne kucağına bir an önce kavuşsun diye doktor muayenesi de 1 dakika sürdü. Ordan hemen annesinin güvenli göğsüne yattı. Babası da elini sırtına koydu. Ameliyat bitene kadar bir arada kaldılar. Bu kadar tıbbi bir ortamda bile böyle mutlulukla dolu bir ana şahit olmak. O ailenin içimiz çok rahat demesi dünyalara bedel. Üçü sevgi çemberlerini oluşturdular. Biz de tanık olduk. :) Zaman böylece geçti, Feyza annesinin kokusuyla uyudu kaldı.

Nihayetinde ameliyat tamamlandı. Büşra'yı hazırlayacakları sırada ben de bebeğin bakımlarını yapmak üzere aldım ve abartmıyorum sadece 5 dakikamı aldı. Babası da benimle birlikte geldi. Bittiğinde asansöre bindirilen annemize yetiştik.  Odaya geçtiğimizde içerideki odada Büşra'yı hazırlıyorlardı. Biz de dışarıdaki odada baba ile ten tene temas yaptırdık. İtiraf ediyorum bu kısmı çok seviyorum. Bebeklerin babalarına verdikleri tepkiler öyle güzel ki. Bir kaç dakika sonra içeriye geçtik ve emzirme faslı başladı. Bu arada akrabalar dışarıda saygı ve sabırla beklediler. Çok meraklandılar, heyecanlandılar ama dokuz ay bekledik, biraz daha bekleriz dediler. Böylece anne,baba ve bebeğimizi çekirdek aile olmak üzere baş başa bıraktık. Daha sonra kapıları geniş aileye açtık. Feyza herkesle teker teker tanıştı.

Bir aile daha doğum travmasız, mutlu biçimde doğumunu tamamladı. Normal doğum planlanırken sezaryene dönmesine değil anne ve bebeğin en sağlıklı kavuşmasına odaklandılar. Doğum için çalıştılar. Zaman ayırıp eğitimlerini aldılar. En sonunda da doğum şekilleri ne olursa olsun üzerlerine düşen her şeyi yapmanın verdiği huzurla içimiz çok rahat dediler. Biz de mecburi yapılan sezaryeni onlar için en güzel hale getirebilmenin mutluluğunu bir kaç gün daha yaşadık. :)

Tabi ki Şule Selman'ın ellerine sağlık. Birlikte çalışmak ne büyük keyif. :)

                                                                                 Sevgilerimle...

                                                                               Ebe Serap Sağır

Facebook sayfamı takip için tıklayınız

instagram takibi için tıklayınız




Ayşe' nin pozitif doğal doğum hikayesi

Mesajı aldığım alda nasıl mutlu oldum anlatamam. Her bir pozitif doğum hikayesi bize can katıyor. Bebek bekleyen annelere şifa niyetine olduğu gibi yayınlıyorum bana gelen bu güzel mesajı. :)


Serap hanım hamileyken dogumdan korkan bir anneyken beni motive eden şey pozitif doğum hikayeleriydi. Doğum yapalı 50gün kadar oluyor. Elhamdülillah bende bebeğimde sağlıklıyız. Şimdi bende eğitim almanın ve egzersiz yapmanın faydasını inanılmaz derecede görmüş biri olarak normal doğumdan korkan anneler için pozitif doğum hikayemi yazmayı görev bildim. Gerçekten doğum bizim fıtratımızda var. Yeterki doğal süreç sağlıklı ilerlesin ve tevekkül teslimiyet tam olsun. Kaygılar uzak olsun. Tüm anne adaylarına bir nefeste sağlıklı huzurlu rüya gibi doğumlar diliyorum.

Rüya gb bir doğum...
Ayşe'nin pozitif doğum hikayesi.

Yüzümde bir tebessümle bu hikayeyi yazmam bile bir daha bir daha şükür sebebi...

Çok zorlu, doğal akışına bırakılmamış, suni sancı ile her türlü standart prosedürle ilk çocuğu doğurtulan, bu yüzden de doğumdan acayip korkan bir anne olarak ikinci bebeğime hamileydim.
Ve bi yandan çalışıp bir yandan üniversite okuyan bir anne olarak 20. Haftama hamile olduğumu düşünmeye hissetmeye fırsat bulamadan ulaştım.
Tek ders sınavına deliler gibi çalışıp yorgun uykusuz stresli şu an kınadığım düşüncesiz bir anne olarak apandisiti patlatma sınırına getirdim ve 20 haftalık hamile iken apandisit ameliyatı oldum. Serumlardan da iyice şişen vücudum yüzünden dikişlerim büyüyen karnımın etini büzdü ve dikişlerim iltihapladı.
Doğuma zararı olur mu ki diye endişelerimden arkadaşıma bahsederken arkadaşım bana doğal doğumdan, Istanbul Doğum Akademisi ebelerinden bahsetti ve Konya'da Ebe Emel Ay hanımı önerdi.
Kendisi ile tanıştım ve eğitim aldım. Eğitim sonrasında artık Rabbimin benim ve bebeğimin bedenine doğumun kodlarını yerleştirmiş olduğunu hatırlamış olmanın rahatlığı içindeydim. smile ifade simgesi
Ağızdan çıkan sözün başa geldiğini defalarca tecrübe etmiş biri olarak "bu sefer rüya gibi çok güzel sakin bir doğum olacak inşallah" demeye başladım ve dedikçe de buna inandım.
Bu huzurla eğitimde aldığım egzersizleri uygulayarak son aya kadar sorunsuz sağlıklı ve gayet mutlu bir hamilelik geçirdim. İnanması zor ama 68 kilo ile hamile kalıp 68 kilo ile gayet sağlıklı bir doğuma girdim. smile ifade simgesi
Doğumum bence son 20 günde başladı. Kendimi gayet sağlıklı ve hafif hissettiğim için bayram temizliğini kendi başıma yaptım. O temizlikten sonra ikindi vakti başlayıp akşam artarak beni heyecanlandıran ama bir türlü düzene girmeyen dalgalar başladı. Gece plates topunun üstünde dalgaları hafifletip uyku basınca uyuyordum ve sabah kalktığımda geçmiş oluyordu.
O gün sabah namazı vakti uyandığımda da dalgaların yokladığını farkettim ama yine düzensizdi. Her zamankinden biraz daha farklı, güzel yokluyordu.
Kahvaltıdan sonra anneme "bugün yürüyüş yapmayalım, 39+6 oldu, nolur noolmaz temizlik yapalım" dedim. Annem süpürdü bende çömelerek tüm evi sildim. Bu arada da anneme birşey çaktırmıyorum. Zaten gözümün içine bakıyorlar. Stres oluyorlarmış yirmi gündür ben dalga geldi dedikce smile ifade simgesi son hafta boyunca eşimle anneme söylemiyorum dalgaları. Soruyorlar "hergünkü gibi" diyorum. Neyse temizlik bitti on dk da bir dalgalar ama dayanılmayacak gibi değil. Hergünkünden bi tık farklı. Duşa girdim terledim diye, o da ne? Dalgalar on dk da bir ama acayip hafifledi. Canım sıkıldı biraz bugün de gelmeyecek diye. Hayırlısı deyip plates topuna oturdum yatağımı da masa olarak kullanıp bir saat kadar Kur'an okudum. Dalgalar hepten gitti nerdeyse işaretliyordum bir kağıda; üç kere gelmiş bir saatte. Sürekli hafif bir mazerer sancısı gibi bir ağrı var karnimda belimde ama sıcak sıcak tatlı bir ağrı. "O hooo gelmeyecek bu uzatmaları da oynamak niyetinde, bekleyelim bakalım keyfi yetsin hanımın" dediiiiim, plates topundan bi kalktım "zınk!" Çok sağlam bi dalga geldi. smile ifade simgesi Allah'ım bir seviniyorum ki sormayın. İçim sevinçten heyecandan kıpır kıpır. Tekrar on dk da bir geliyor dalga ama sağlam geliyor. Yirmi gündür ha geldi ha gelecek diye bekleyen bir anne olarak bende her dalganın tadını çıkarıp zevkle şükrederek karşılıyorum. Her dalga da "oh oh pelvis açılıyor. Bu muymuş suni sancı olmadan gelen doğal doğum sancısı dedikleri şey? Buysa ben tavuk gb yumurtlarım hiç sorun değil diye düşünüyorum. :))"
Bu arada baktım saat 16ya geliyor. Dalga böyle devam ederse bi saati bulmaz beş dk ya düşmesi. Doktorum tam mesaiyi bitirip eve gidecek tam dinlenirken kadını bi daha çağırıcam. Bar olma yar ol felsefeme ters. Doktorumu arayıp hastaneden ayrılmamasını 5e doğru geleceğimi söyledim. Son sıraya randevu aldım. Eşimi aradım. Hazırlanırken heyecandan sevinçten doğru düzgün dalga hissetmedim. Eşim geldi arabaya binecekken sağlam bi yokladı yine, eşimle çantaları bagaja yerlestiriyorduk, farketmemiş bile benim nefes çalışması yaptığımı. Birde arabadan inice sağlam geldi. "Tüh diyorum geri düzensizleşti. Bu sefer akıllıyım 3-4cm derlerse suni sancıyı kabul etmeyip eve kaçıcam." planım da hazır.
Doktorun yanına girdim "hadi bi bakalım"dedi. Bi baktı "aaa sen doğuruyorsun, 8cm olmuş" haydaaaa hemen ebe çağırın doğumhaneye çıkarsın bu kızcağızı."
Allah'ım nasıl mutluyum. Sevinçten dört köşe, eşime "hadi gene iyisin 8cm, yatış işlemlerini hemen yaptır doğumhaneye yanıma gel." dedim. Hoplaya zıplaya Heidi gibi yanımda ebe ile doğumhaneye çıktık. :))
Normalde ciddi ve ağır bi insan olmama rağmen o heyecanın verdiği ayarsız neşe ile ebelerle bi sohbet bi muhabbet. Açıklık tam bu arada suyum açıldı nst ye bağlandım. smile ifade simgesi eşimde geldi elimi tuttu, dalgalar 3dk ya bir geliyor geldikçe ıkın diyorlar. Ikinma istegim yok ki diyorum. Olsun ıkın diyorlar. Efendi efendi ıkınıyorum.smile ifade simgesi

Nst bitti ben masadan indim çömeldim hem ıkınıp nefes arasında "elhamdülillah Rabbim! 8 cmle geldim hastaneye inanamıyorum diyorum ve Abese 19-20
Min nudfeh. Halegahu ve gadderah. Sümmessebile yesserah ayetlerini okuyorum. Arada ebelerle gülüşüyoruz. smile ifade simgesi "böylesini de ilk görüyoruz, güle eğlene sancı çekip doğuruyor, töbe bismillah" diyorlar yine gülüyoruz. :)) Doktorum geldi sesine kafayı bi kaldırdım aaaa! Benim koca arazi. :)) kaşla göz arasında dayanamamış çıkmış dışarı. smile ifade simgesi benim güle oynaya yaptığım doğuma dayanamıyor birde ötekini görse napacaktı acaba? smile ifade simgesi
Doktor hanım, "hadi bi masaya çık bakayım" dedi. Baktı, "bi yardımıma bakıyor. Eşiği geçse 5 dk sürmeyecek doğumu" dedi. 20 dk o eşiği aşırmaya çalıştı eliyle ki bir daha ki doğumda böyle bir müdahaleye izin vermeyi düşünmüyorum.
Beni bağırtan tek acıyı, bir tek doktorum eliyle eşiğe baskı uygularken yaşadım. Onun dışında sevinçle karşıladığım dalgalardı hepsi abartısız. Doğumu hızlandırdı yani. O da benim aman kimseye rahatsızlık vermeyeyim kafası ile zuhurata müdahalemin karşılığı idi bence. Doğum mesai içinde mi olsun istiyorsun? Rabbinin takdir ettiği saati beklemeye sabrın, o saate rızan yok mu? Al sana müdahale.! Ve o müdahale ile 16:45 de giriş yaptığım hastanede 17:45de kızım son hir çığlığımla doğuverdi. Önceden doktorumdan rica ettiğim gibi doğar doğmaz üzerime bıraktılar kızımı. Hiç ağlamadı. O sıcacık yumuşacık anı dolu dolu yaşadım. Yaklaşık 2-3dk sonra göbek kordonu kesildi. smile ifade simgesi Plesentayi çıkıp benim kontrollerim yapılırken o da ölçüldü temizlendi. Dikiş yok ufak bir çatlak var dedi doktorum. Tampon yaptı. Masadan kalktım giyindim. Bebeğimin giydirilmesine yardım ettim. Sonra da bebeğimi kucağıma alıp doğumhaneden odama geçtim. smile ifade simgesi Annemler hastaneye yenice benim son rutuşlar yapılırken gelmişler ki, ses falan da gelmeyince "kaç saate doğar ki" diye düşünüyorlarmış. smile ifade simgesi
39+6da. 3.150gr 47 cm bir kızım oldu.
Sorunsuz, mutlu huzurlu bir hamilelik geçirdim elhamdülillah. İşinin ehli bir ebeden eğitim aldım. Yavrum da bana hiç zahmet vermedi. Duam o ki Rabbim de ona ömrü boyunca zahmet vermesin. Hep doğru, işinin ehli hayırlı insanlarla karşılaştırsın. Tüm anne adaylarına da sekinet, huzur ve teslimeyet dolu rüya gibi doğumlar nasib etsin... Aminnn.

EZGİ'NİN DOĞUMA HAZIRLIK VE DOĞUM HİKAYESİ

 
Ezgi ve Ben :)
        Aylardan Şubat, Ezgi ile bir şekilde kesişiyor yollarımız ve telefonda bana doğumda destek istediğini söylüyor. Ben de seve seve yardımcı olabileceğimi ancak doğumda birlikte hareket edebilmek, o ana kadar olan süreçte daha iyi hazırlanmak ve doğum tercihlerini belirleyebilmeleri adına doğuma hazırlık eğitimine davet ediyorum. Hemen o an aklındaki her şeyi soruyor ve kaydını gerçekleştiriyor. Eğitim tarihinde buluşmak üzere veda ediyoruz birbirimize.
 
Eğitimimizi özetleyen kolaj 
Beklenen gün gelip çatıyor. O gün kar yağışı İstanbul'u felç ettiği için eğitimi bir sonraki haftaya erteliyoruz. Bir sonraki hafta yine kar yağıyor, herkes bu eğitimi heyecanla bekliyor tabi. Ezgi ve Ramazan'da Küçükçekmece'den Nişantaşı'na yolculuğa çıkıyorlar ama ne mümkün kar izin vermiyor. Bu arada diğer katılımcılarda aynı gayret içerisinde. Her iki karlı günün de eğitim günü olan salıya denk gelmesine şaşırarak, risk alıp bir sonraki salı görüşmek üzere tekrar sözleşiyoruz. Bu uzayan süreç heves kaçırmış olabilir diye düşünürken buluştuğumuz anda daha da motive ettiğini gördüm. On üç kişi olarak başladığımız eğitimimizde çok eğlendik, konuştuk, planladık ve birbirimizi çok sevdik...

       Eğitime ilk geldikleri gün doğum hakkında özel olarak konuştuk. Doktorunun doğumhaneye kimseyi almayacağını ve sadece sancı sürecinde destek istediğini belirtti. O nasıl rahat edecekse öyle olacağı konusunda anlaştık. Eğitimden sonra iletişimimizi hiç koparmadık. Diğer arkadaşlarımızla birlikte ebe-gebe buluşması, ev ziyareti, o ev ziyaretinde Ezgi'nin annesinin memleketten gönderdiği güzel yemekleri gebecimizin şeker problemi ve babacımızın diyette olmasını fırsat bilerek boool bool yemem gibi bir sürü güzel zaman geçirdik.

    Zaman akıp giderken çekirdek aile tercihlerini belirlemeye başlamıştı bile. Mesela bebek doğduktan sonra hemen kucağına verilsin ve ten tene temas gerçekleşsin, bebek mümkünse bir süre orada kalsın istiyorlardı. Anne- baba, çocuk psikoloğu olarak anlattıklarımı kendi bilimsel bakış açılarıyla değerlendirmiş ve ilk bağlanmanın öneminin farkında olarak ilerliyorlardı doğum yolculuklarına... Bunun yanında bir çok doğum tercihleri vardı. İlk olarak doktorlarına ten tene temastan bahsetmişler ve eğer böyle bir şey istiyorsanız belge imzalayacaksınız. Ben sorumluluk alamam yanıtını almışlar. Ezgi bana durumu anlattığında kendisini bebeğin yerine koyup düşünmesini istedim. Anne rahmindesin. Mükemmel biçimde korunuyorsun ve ortam çok huzurlu. Sonra bir gün bir şeyler oluyor ve başka bir dünyaya geçiyorsun. Orada gitmek istediğin yer tanımadığın insanların elinde, bir müdahale masasında olmak ve işlemler mi? yoksa annenin sıcak ve güvenli kucağı mı olurdu? Cevabı yazmıyorum. Bence net...
 
      Bir süre sonra Ezgi bana doktor değiştirmek istediğini ve Dr. Şule Bilgiç Selman' a gitmek isteğini söyledi. Çok sevindim çünkü bakış açılarımız aynı. Tüm tercihlerine izin verecek ve destekleyecekti. İşin sadece doktorda ve ebede bitmediğini bilen Ezgi ve Ramazan eğitimde aldıkları bilgilerle hazırlıklarına devam ettiler. Nefes çalışmaları, gevşeme teknikleri, masaj... O güne sevgi ve disiplinle hazırlandilar. Ezgi gösterdiğim ufak tefek yoga egzersizlerini düzenli olarak yaptı. Yürüyüşlere çıktı. Aklına takılan her şeyi sordu ve eşinin de desteğiyle hep güvende hissetti. Bu arada doktor değiştirirken kendisine nedenlerini bir bir anlatarak sevgiyle vedalaştı.
 
Bizi ele veren fotoğraf
      Bir gün doktor muayenesine gittiklerinde karşılaştık. Yukarıdaki anlattıklarım olurken fazla kaynaştığımızdan ordan çıkıp hemen karşımızdaki   <3 muhallebiciye  <3 atıyoruz kendimizi. Ezgi bi topçuk dondurma, ben ve Ramazan Allah ne verdiyse yerken bir de utanmadan selfie çekip facebooka koyuyoruz. Eee gebe diyette. :) Kaçamağımız sosyal medyada doktorumuza yakalanmakla komik bir hal alıyor. Sule hanım ekmek yiyen insan görmüş Canan Karatay gibi azarlıyor bizi. :) Bir daha yapar mıyız? Yapmayııııııııııııız. :)
 
      Bu şekilde saatler günleri, günler haftaları kovalarken Ezgi 39. haftasına giriyor. Tabi bööyle uzun boyu ve top göbekli manken fiziği biraz canımı sıksa da kıskançlığımı fazla belli etmemeye çalışaraktan bekliyorum :) Var böyle kadınlar. Göbekte çatlak yok falan. İnsan hayret ediyor sayın seyirciler! Yalancı gebelik mi acaba? :) diye düşündüğüm sıralarda Ezgi' nin nişanı geliyor!!!

    Telefonda konuşuyoruz ki, onlar zaten sıralamanın nasıl geliştiğini eğitimde iyice kavradıklarından günlük hayatlarına devam ediyorlar. Tabi bu heyecanla torun bekleyen anneanne için geçerli bir durum değil. Ezgi annesine nişanım geldi dediğinde annesi çabucak yan odaya geçip kıyafetlerini hazırlamaya başlamış. Ezgi zamanının olduğunu söyleyince orada hazır hali ile bırakıp benim de geldiğim süreçte bize annelik yapmaya devam etmişti. :)

 


Ramazan'dan bana makat geliş muhallebisi :)
Ertesi gün Ezgi ufak ufak dalgalarının başladığını haber veriyor. Ben hazırlık dalgaları olduğunu biliyorum ama içimiz rahat etsin diye alıp doğum bohçamı yollara düşüyorum. Eve gittiğimde bir de bakıyorum ki ne göreyim!!! Bebek doğmak üzere!!! Şaka şaka, doğum falan yok. Düşündüğüm gibi daha vakit var. E benim de vaktim var diyerek kuruyorum çadırımı bu erkenci ikilinin evine. Hem neden geri dönecekmişim ki? Yemekler çok güzel, arkadaşlar çok eğlenceli, yani ortam bi harika dostum :).

     Bilen bilir. Ben çok yemek yerim. Bütçesini düşünen beni erkenden doğuma çağırmaz. Bu arkadaşlar bir hata yaptılar ve bedeli ağır oldu. Evet evet hem de çok ağır. Ama faydaları olmadı mı? Tabi ki oldu. Ezgi sürekli bir şeyler getirip götürmekten aktif olmak durumunda kaldı. Aktif doğum dediğimiz şeyi siz ne sanmıştınız pardon? :) Gülmeli komiklikli bir gün geçirdik birlikte. Ortamımız hep pozitif, hep neşeliydi...

 

Oraya gittiğimde beni bir sürpriz bekliyordu. Ramazan deriden üçümüze de güç yüzükleri yapmıştı. İkisininkinin dikiş yerleri x şeklinde benimkinin ise = şeklindeydi. Kısmetim kapanmasın diyeymiş. Ayrıntılarınızda boğulayım sizin e mi! :)
     Dedim ki; doğum yapmıyorsan ben gidip yoga dersi vereceğim. Zaten anneannemizin bile hevesi kaçmış ben o zaman kıyafetlerimi kaldırayım demişti. :) Geleneksel olarak gebelerim parşembe günleri doğum yapmayı tercih ederler ve o gün mutlaka yoga dersim iptal olur. Ezgi de bu düzeni bozmak istememişti. Hem nasıl isteyebilirdi ki insan? Perşembeleri doğum yapmak çok güzel oluyormuştu... Gece 4 gibi başlamış ufak ufak dalgalar. Ebe uyuyor... Uyandırmamışlar.




     Bu arada Ezgi' nin ilginç kurgulu rüyalarından hiç bahsetmedim. Ramazan'ın babannesi ebeymişte ben gitmiyomuşum da o doğurtuyormuş. Bir başkasında hastaneye gidiyolarmışta ebem nerde ben ebemsiz doğurmam diyip doğurmuyormuş. Nitekim doğum başlamadan eve gelen ebenin verdiği rahatlıkla sabah 8'e kadar dalgaları karşılamışlar. 9 ' a doğru Ramazan kalkıp işe gidiyor. Adamdaki rahatlığa bakar mısınız? Karısı doğum yapıyor ve o kalkıp işe gi-di-yor!

 
      Gitcek tabi ki. Çünkü henüz doğumun başlarında olduğumuzun ve ilerlemenin zamanla olacağının farkında. Doğumda zamana saygının ne kadar önemli olduğunu bilse de kalbinin pır pır olduğunu bilmiyoruz sanma Elif'in babası. :) Onu habersiz bırakmayarak başlıyoruz Ezgi'yle çalışmalarımıza. Önce muayene ediyorum ve açıklığının 2,5 cm olduğunu anlıyoruz. Pilates topumuz tüm ihtişamıyla salonda duruyor. Ezgi topu görünce bi seviniyo bi seviniyo!
Dur diyorum. Şimdi doğum yapacaksın. Oyun zamanı değil. :) Önce kendini topun üzerine sarılarak bırakıyor. Fonda İbrahim Tatlıses başlıyoruz endorfin masajına. Fondaki meditasyon müziği de olabilir net hatırlamıyorum. Gevşeme çalışmaları, olumlamalar, nefes egzersizleri... Ezgi o kadar uyumlu ki, uyarmama gerek bile kalmıyor. Hazırlık o kadar iyi yapılmış ki, süreç su gibi akıp gidiyor. Aktif doğum pozisyonlarını bir bir uyguluyoruz ve bu sefer gerçekten çay getir götürü yaptırmıyorum.:) Bir kaç saat sonraki muayene bulgumuz 4,5 cm. Doktorumuzla iletişime geçiyoruz ve artık hastaneye gitmek üzere bağımsız baba adayı Ramazan'a haber veriyoruz. Veeeeee yoldayız!
Ezgi yüzüğünü Şule hanıma devrettikten sonra...


    Hastaneye vardığımızda Ezgi'nin 6 cm olduğunu öğreniyoruz. Her şey harika! Saatler 14.00'ı gösterirken tüm gözler Ezgi'nin üzerinde.

    Bebek kucağa verildiğinde neler olacak? Duygusal dakikalar! Baba Ramazan' ın en neşeli halleri! Az sonra bu hastanede!!! :)

    Süreç ilerlerken Ramazan her adımda Ezgi'nin yanında. Kulağına cesaret verici şeyler söylüyor. Masajlar yapıyor ve nedenini anlamadığımız biçimde sürekli telefonla ilgileniyor.( İnkar etme tüm resimlerde öylesin. Belgelerle konuşurum ben). :) O kadar güzel idare etti ki her şeyi, ifade etmek zor. Arayanlara bilgi vermek, sürece saygı duymak ve beklemek, karımı sezaryene alın diyip kurtarıcı olmaya çalışmadan ,eşinin yanında sağlam durmaktı bu babanın yaptıkları.

    Suni sancı yok, lavman yok, türlü serumlar yok, kaşları çatmak yok, omuzları kasmak yok, nefesi ihmal etmek yok, hareketsiz kalmak yok, olumsuz cümleler yok, kaygı yok, stres yok...

    Ebe var, eş desteği var, süreci destekleyen doktor ve hastane var, yeme içme özgürlüğü var, olumlama var, gevşeme var, bilinçlilik var...

    Doğumda ihtiyaç duyduğumuz her şey var, ihtiyaç duymadığımız ve süreci etkileyen hiç bir şey yoktu.

 
Ve yine selfiede iddialıyım!
  Ve artık vakit gelmişti. Elif bebek gelmeye hazır olduğunda doğumhaneye geçtik. Ezgi nefeslerine devam etti. Her dakika bebeği ona bir adım daha yaklaşırken el eleydik. Diğer elimle de kamera açmaya çalışan ben kendim doğum yapıyormuş kadar şendim. :) Şule hanım bebeğin doğumuna yardım ederken dualarını eksik etmiyordu. Anneanne ve babamız kapıda heyecan içinde. Bir kaç düzenli ıkınma sonrası Elif bebek geldi ve doğrudan annesinin göğsüne yatırıldı. Saat 16:45... O anı kameraya çektim. Şimdilerde sürekli hatırlayıp gülüyoruz. Ezgi şaşkın şaşkın bana "Seraaaaaap ama bu çok güzeeeel" diyordu. Onların aşk dolu ilk anları devam ederken göbek kordonu hala kesilmemişti...

    Bir süre sonra Ramazan ve Ezgi doğum odasında buluştular ve artık bir çocuklu çekirdek aile olmanın verdiği sarhoşluğu yaşıyolardı.Bir de Ramazan Ezgi' ye kahramanım oldun dedi. O şeydi biraz.. Ne bileyim duygusal...  Ay ağlıycam. Bana nooooluyosa! :)

    Elif bebek malumunuz uzun yoldan geldi. Ebesi de ben olduğumdan çekmiş olsa gerek ki biraz iştahlı çıktı. Annesini emdi. Sonra yine emdi. Yine... Son aldığım bilgilere göre emme konusunda ısrarlıymış hanımefendi. Emmeye ara verdiği bir anda dedik ki; nedenmiş? sadece anneyle mi ten tene temas olurmuş? Elif'in kıyafetlerini çıkarırken " yoksa, yoksa babama mı gideceğim" der gibi bakıyordu. "Evet yavrum evet babana gidiyosun duygulu çocuğum "der gibi baktım. :) Ramazan'ın göğsüne yatırdığım anda gözleri doldu ve "biz çok doğru bir şey yapmışız." dedi. Duygulu çocuğum diyodum ya hani. Döndüm bir de ona baktım durum ne diye. Babasının boynunu emmeye çalışıyor. Meğer heyecanı babayı da emilebilen bir şey sandığındanmış. Neyse evlat sonuçta. Bir de ikizler burcu. Alışın bunlara derim. :)

   Benim ödülüm mü? Sadece bir cümleye sığacak kadar net! : "iyi ki vardın Serap."
Ya da tatlıydı ödülüm. Bak şimdi tam şaapamadım :)





   Bir başka güzel doğum macerasında görüşmek üzere, doğum yolculuğuna başlamış her anne babayı selamlıyor ve tüm babaların babalar gününü kutluyorum. En çok da Ramazan' ın... :)

          Sevgilerimle :)
        Ebe Serap Sağır
         05422199144
 serapsagir86@gmail.com